29 Eylül 2015 Salı

BAĞIRSAK MANTARLARI

DOKTORLAR TARAFINDAN TEŞHİSİ YAPILAMADIĞINDA
VÜCUDUMUZU HARAP EDEN BİR HASTALIK
BAĞIRSAK MANTARLARI

Bağırsak mantarı, bağırsak florasında dengenin bozulması nedeniyle mantarların bağırsak içine yayılması ile oluşur. Sıcak, ıslak ve karanlık ortamı seven mantarlar, gizlice yerleştikleri bağırsaklarda, çeşitli sorunlara neden olurlar. Bağırsak florasının dengesinin bozulmasına sebep olan etkenler arasında kullanılan bazı ilaçlar, şekerli gıdaların fazla tüketilmesi, alerjiler ve ağır metallere maruz kalma sayılabilir. Kendilerini iyi kamufle edebildikleri için, bağışıklık sistemini rahatça atlatabilirler. Beyaz şeker ve beyaz unla beslenen mantarlar, oldukça hızlı çoğalırlar. Zaten mantarların ilk verdiği belirtiler arasında tatlı besinlere karşı bağımlılık yer alır. Bu mantarların yararı olmadığı gibi, insanları ölüme götürecek özellikleri yoktur. Yaşamlarını sürdükleri ortamı korumak istediklerinden, kişilerin zarar görmesini istemezler. Yavaş bir şekilde geliştiklerinden, genelde çoğalma yapmazlar. Çoğalma gösterdiklerinde ise, vücutta bulunan yararlı bakterilerin azalmasına sebep olurlar. Mantarlar alkol ve çeşitli kimyasal toksinler üretirler. Bu maddeler kana karışarak, temizlenmek üzere karaciğere giderler. Karaciğer bunların temizlik aşamasında daha fazla efor sarf eder. Temizlenmemiş kimyasal maddeler baş ağrısı, kronik yorgunluk, eklem ağrıları gibi farklı şikayetlere neden olurlar. Bağışıklık sistemi zayıflar ve beden alerjik tepkiler vermeye başlar. Bunun sonucunda kişilerde sedef,akne, egzama, astım gibi rahatsızlıklar gelişir.
Şekerle beslendikleri için, bundan meydana gelen gaz nedeniyle karın şişliğine sebep olurlar.
Kişilerde kabızlık ya da ishal görülmesi.
Makatta kaşıntı ve kızarıklık olması.
Vücuda alınan karbonhidratı tükettiklerinden, bedenin şeker ihtiyacı olduğundan, kişilerde ruhsal ve fiziksel yorgunluk görülür.
Ağız kokusu ve mide ağrısı olması.
Dişlerde pas benzeri tabaka ve dilde beyazımsı bir görüntü olması.
Açlık hissedilmesi ve aşırı derecede tatlı isteği olması.
Burun tıkanıklığı ve nefes darlığı çekilmesi.
Kulaklarda iltihaplanma olması.
Sırt, ense ve omuz ağrısı olması.
Eklemlerde ağrı ve şişme olması.
Ciltte sivilce, sedef,akne olması ve saçlarda dökülme olması.
Küf benzeri koku olması.
Ağrılı adet dönemlerinin olması.
Cinsel iktidarsızlık çekilmesi.
Kişilerin şeker ihtiyacını karşılamak için, aşırı derecede yemek yemesi ve bu yüzden kilo alması.
Gözlerin önünde noktaların uçuşması gibi görme bozukluklarının yaşanması.
Kronik vajina ve mesane iltihaplanması olması.
Konsantrasyon bozukluğu olması.
Alkol içilmediği halde, nefesin alkol kokması.
Mantarları azdıran Beyaz un mamulleri; ekmek, mantı, makarna, tatlı yiyecekler ve tatlı içeceklerden uzak durulmalıdır. Tatlı yiyecek ve içecekler ve de hamurlu yiyecekler mantarların ana besinlerini oluşturur. Tatlı yiyecekler sadece baklava çikolata değil, kavun, karpuz ve üzüm gibi tatlı meyvelerde mantarları besler. Bu nedenle dikkatli beslenmek gerekir.
Mantarların üretmiş olduğu toksik maddeler nedeniyle vücudun pH değeri bozulur ve kanın pH=7,40 yani hafif bazik, bu değerde % 0,2 bir asitlenem dahi hayati tehlikeye sebep olduğundan asit minerallerle asitik baz’a (curuf) dönüştürülerek vücudun zayıf noktalarına depolanır. Depolanan bu curufa önce ölü mikroplar ve hücreler yapışarak büyür ve sonra içerisine canlı mikroplar yerleşir ve toksik madde üreten merkezler oluşur.
Sadece mantarlar değil, tatlı, hamurlu (beyaz un mamulleri), şarküteri (sucuk, salam, sosis), çay, kahve, kola ve katkı maddesi içeren hazır yiyecek ve içecekler vede fastfood asidoza sebep olur. Bozulan pH dengesini sağlamak için geçici olarak Sodyumbikarbonat almak iyi olur. Asitli ortam (asidoz) bağışıklık sisteminin zayıflaması ve mikropların çoğalması ve hastalıkların tedavi edilemez bir hal alması demektir.
Bilindiği gibi kaşıntı, kurdeşen, polen-, ve besin alerjisi, akne, sedef, ekzema vb. deri hastalıkları, nefes darlığı, astım, faranjit, behçet, romatizma, ankilozan spondilit, saçkıran, kabızlık, ishal, kolit vb. mide bağırsak rahatsızlıklarının ana sebebi mantarlardır. Hatta kanserin sebebinin de mantarlar olduğunu onkolog Dr. Simoncini ispatlamış ve yıllardır tedavi edilemeyen kanser hastalarını 3-4 günde tedavi etmiş ve 100 yıldır kanser üzerine yazılıp çizilenlerin mesnetsiz olduğunu belgelemiştir.
Bağırsak mantarı tedavisi nasıl yapılır?
Tedavisi yapılabilen bir rahatsızlık olan bağırsak mantarı oluşumunda, öncelikle beslenmeye dikkat edilmesi gerekir. Kişinin proteinlerden, tam tahıl ürünlerinden ve sebzelerden oluşan bir diyet programı uygulaması gerekir. Doğal bitkiler arasından ekinezya ve taheebo mantarları öldürerek, bağışıklık sisteminin güçlenmesine fayda sağlar. Tedavide şifalı bitkilerin kullanımı oldukça etkilidir. Kontrolsüz olarak ilaç kullanımından kaçınmak gerekir. Özellikle antibiyotikler, hormon ilaçları ve kortizon ilaçlarının kullanımına dikkat etmek gerekir. Bağırsaklardaki mantarları besleyecek mayalı ve şekerli ürünleri kullanmamak gerekir. Alkol kullanmaktan sakınmak gerekir. Üzerinde küf barındırabilecek olan kuru yemişler, eski peynirler tüketilmemelidir. Bağırsak florasının dengesini sağlamak için, yoğurt, kefir ve kımız tüketilmemelidir. Vücuttaki toksinlerden kurtulmak için, bol miktarda su içilmelidir. Asitli gıdalardan sakınmak, peynir ve et tüketimini azaltmak gerekir. Bunların yapılması bağırsaklardaki dengenin sağlanmasına yardımcı olacaktır.

Bağırsak mantarı belirtileri nedir?

Mantar Teşhisi

Bu rahatsızlıklardan biri veya bir kaçı varsa bağırsaklarınızda mantar var demektir veya dile bakılır.

1) Şişkinlik, kabızlık, ishal, karında şişkinlik

2) Makatta kaşıntı ve kızarıklık

3) Mide ağrısı ve ağız kokusu,

4) Dişte ve dile beyazımsı, sarımsı veya kahverengi pas gibi tabaka varsa mantar var demektir, hiç bir tabaka çokta aşırı kızarmış sa çok yoğun mantar var demektir.

5) Aşırı yorgunluk, dermansızlık konsantre olamama, unutkanlık, isteksizlik

6) Aşırı tatlı yeme isteği ve aşırı açlık duygusu

7) Kasların titremesi ve kas ağrısı

8) Nefes darlığı, burun tıkanması, kulak iltihaplanması, sinüzit, faranjit, bronşit

9) Ense, omuz, sırt ve bel ağrısı

10) Eklem ağrısı ve şişmesi, dokularda ağrı (fibromiyalji), sle

11) Deride sivilce, saçların yağlanması, deride kuruma, akne inverse, sedef, ekzema

12) Küf gibi pis bir koku ve bayanlarda beyazımsı veya sarı akıntılar

13) Adet halinde aşırı ağrılar mantar enfeksiyonu nedeniyle

14) Kolit, ülseratif kolit, morbus kron, ibs ve enterit gibi iltihaplı rahatsızlıklar

15) Kronik böbrek yetmezliği, mesane iltihaplanması, instersistiyel sistit, cinsel isteksizlik, prostatit, vajinit

16) Mikotoksinler migren, baş ağrısı, depresyon ve panik atakı tetikler

17) Diabet, kolesterol ve yüksek tansiyonu tetikler

18) Kurdeşen, kaşıntı, polen alerjisi, besin alerjisi, alerjik astım, atopik ekzem

19) Skleroderma, otizm, alzheimer, Parkinson, MS (multiple skleroz)

Küf mantarı nasıl teşhis edilir?

Defi-hacet testi: Defi-hacettenin (dışkı ) değişik noktalarından alına numuneler laboratura gönderilir ve inceleme sonucunda mantar bulunursa tedaviye başlanır. Çoğu zaman defi-hacet testi yeterli olmamakta ve kişideki mantarlar teşhis edilememektedir. Bu nedenle şüpheli durumlarda kan testi yapılmalıdır. Hemagglutinasion test, yani kanda İmmünglobulin Tip M (İgM) kanda bir hafa gibi kısa süreli devriye görevi yapar, şayet İgM kanda varsa mantarda var demektir.

İmmünfloreszenz testi: Burada, kanda immünglobulin Tip G (İgG) olup olmadığına bakılır, şayet varsa vücutta bir aydır mantarlara karşı mücadele olduğunu gösterir.

Küf mantarının tedavisi

1) Besinlerin bozulmadan attırılması gerekir, bozulunca tehlikelidir.

2) Evin temiz tutulması ve küf mantarından korunması

3) Kimyasal ilaçlar, özellikle de küf mantarının yayılmasın sebep olabilecek penisili ve kortizonlu ilaçlardan uzak durmalıdır.

4) Spor yapılmalı

5) Hijyene dikkat edilmeli;

Küf mantarına karşı en etkili doğal ilaç sarımsaktır, diye iddia var.

24 Eylül 2015 Perşembe

CUMA GÜNLERİN EN FAZİLETLİSİDİR.



Aşağıdaki makale okunsun diye yazıldı.

Sevgili Dostlar


Bu sayfalarda yazılanlar, kütüphanedeki en önemsiz

 kitabın içindekilerden daha da değersiz olabilir. Fakat

 kimler gidiyor, o muhteşem eserleri saklayan yerlere?

 İşte size düşüncelerimi anlatan, makaleler. Bu 

sayfalardaki en beğenmediğiniz bir anlatım bile

, milyonlarca kütüphanelerdeki yazılardan, daha da 

kıymetlidir. Çünki sizin gözlerinizin önüne geldi.

 Yorumlar yazın. Yazdıklarınız, okunsun. Okuyanlar size 

cevap yazsın. Sonra içinde mücevher gibi kitabları

 koruyan, kütüphanelere de gideriz. Hakikatı araştırırız

. Şüpheci olmak, insanı bilgi sahibi yapar. Bu kardeşinizi,

 menfi veya müspet yazılarınızla, ödüllendirin. Büyük

 harflerle yazıyorum. YORUMLARINIZI, BEĞENİLERİNİZİ 

VE ELEŞTİRİLERİNİZİ BEKLİYORUM.

Bugün 25 Eylül 2015 Cuma

Kurban Bayramının İkinci Günü


Günlerin en kıymetlisi Cumadır.

Sual: Cuma, bayramdan daha mı faziletlidir?
CEVAPCuma günü, bayram günlerinden de faziletlidir. Dört hadis-i şerif meali şöyledir:
(Günlerin en kıymetlisi cumadır. Cuma günü, bayram günlerinden daha kıymetlidir. Cuma, dünyada ve Cennette müminlerin bayramıdır.) [Riyad-un-nasıhin]
(Günlerin seyyidi yani efendisi cuma, ayların efendisi muharrem, ağaçların efendisi sedir ağacı, dağların efendisi Tur-i Sina, Habeşlilerin efendisi Bilal, İranlıların efendisi Selman, sözlerin efendisi Kur’an, Kur’anın efendisi Bekara, Bekara sûresinin efendisi Âyet-el-Kürsi’dir.) [Deylemi]
(Ümmetimin bayramları içinde, cumadan daha kıymetli bayram yoktur ve o günkü iki rekât namaz, cuma günü dışındaki bin rekâttan efdaldir.) [Deylemî]
(Allah indinde günlerin seyyidi cumadır. O, Kurban ve Ramazan Bayramı günlerinden de kıymetlidir.) [Buhari]
Gece ve gündüz
Sual: 
Cuma gününüz mübarek olsun denince, içine gecesi de giriyor mu? Yoksa Cuma geceniz ve gününüz mü demeli?

CEVAP
Halk arasında, gün kelimesi, gündüz olarak anlaşılıyor. Gün, 24 saatlik zamana denir. Yani geceyle birlikte gündüze, gün denir.(Cuma geceniz ve gündüzünüz) yerine, (Cuma gününüz) demek, hatta sadece (Cumanız)demek yeterlidir. Bayram ve diğer mübarek günler de böyledir.

20 Eylül 2015 Pazar

1 KASIM 2015 PAZAR GÜNÜ NE OLACAK



Aşağıdaki makale okunsun diye yazıldı.
Sevgili Dostlar
Bu sayfalarda yazılanlar, kütüphanedeki en önemsiz kitabın içindekilerden daha da değersiz olabilir. Fakat kimler gidiyor, o muhteşem eserleri saklayan yerlere? İşte size düşüncelerimi anlatan, makaleler. Bu sayfalardaki en beğenmediğiniz bir anlatım bile, milyonlarca kütüphanelerdeki yazılardan, daha da kıymetlidir. Çünki sizin gözlerinizin önüne geldi. Yorumlar yazın. Yazdıklarınız, okunsun. Okuyanlar size cevap yazsın. Sonra içinde mücevher gibi kitabları koruyan, kütüphanelere de gideriz. Hakikatı araştırırız. Şüpheci olmak, insanı bilgi sahibi yapar. Bu kardeşinizi, menfi veya müspet yazılarınızla, ödüllendirin. Büyük harflerle yazıyorum. YORUMLARINIZI, BEĞENİLERİNİZİ VE ELEŞTİRİLERİNİZİ BEKLİYORUM.

 Emeki bir vatandaşım. 
1 Kasımda tekrar genel seçim var. 7 Haziran seçimlerinden hükümet çıkamadı. Bu seçimlerden de çıkmayabilir. Haziran ayında yapılan seçimleri milletçe hoş karşıladık. DEMOKRASİLERDE bu olur. dedik. 
Bir beklenti içindeyiz. Taraftarı demeyelim de oy vereceğimiz parti seçilir ümidindeyiz.
Seçilmeyince de eh ! DEMOKRASİLERDE bu da olur, diyebilmeliyiz.
1 Kasımda ne olacak?

Ne olursa olsun. Çok güzel olacak

20 EYLÜL 2015  PAZAR




Uzman Doktor Mustafa Gürkan Yenice

Opr. Dr. Mustafa Gürkan Yenice
Üroloji Uzmanı Dr. Mustafa Gürkan Yenice;

" Böbrek taşınız mı var işte çözüm
Böbrek taşından korunmak için bunları yapın" dedi ve ekledi."Ülkemiz insanında görülen böbrek taşları, şiddetli ağrı ile seyrederek, hayatımızı zorlaştırıyor. Eğer tdavi de geç kalınırsa, böbreklerin fonksiyonlarını yitirmesine dahi yol açabiliyor.Bize başvuran hastaların önemli bir bölümü, beslenme alışkanlıklarına dikkat ettiğinde iyileşebiliyor." dedi.
Opr. Dr. Mustafa Gürkan Yenice,  böbrek taşı sorunlarından limonata ve portakal suyu tüketilerek korunulabileceğini vurguladı.
Mustafa Gürkan Yenice, toplumun yüzde 15'inde görülen böbrek taşlarının, son dönemlerde bilhassa çocuklarda artığını da aktardı.

Kalsiyum oksalat veya ürik asit gibi maddelerin idrarda yoğunluğunun normal değerleri aşmasının ardından böbrek taşlarının oluşmaya başladığını belirten Yenice, "Bu mineral ve tuzların yoğunlaşıp kristalleşmesi ve birbirine yapışmasıyla böbrek taşları oluşmaktadır. Taşlar idrar kanallarından aşağıya doğru hareket ederek vücuttan atılabilir. Fakat idrar kanalı boyunca herhangi bir yerde takılarak idrar akışını engelleyen taşlar genellikle korkulan, şiddetli tipik böbrek ağrısına yol açar." dedi.

Opr. Dr. Mustafa Gürkan Yenice, böbrek taşı problemlerinden 


limonata ve portakal suyunun yanında


 domates suyu da tüketilerek korunulabileceğini söyledi.

Böbrek taşlarından korunmada beslenmenin rolünün büyük önem arz ettiğini kaydeden Op. Dr. Yenice, özellikle yaz aylarında aşırı çay ve kahve tüketimi, az su tüketilmesi, tuzun fazla tüketilmesi, oksalattan zengin sebzelerin ve hayvansal kaynaklı proteinin fazla alınmasının risk artıran faktörler olduğunu belirtti.

Uzman Dr. Mustafa Gürkan Yenice:
Sebzelerin haşlanıp, suyu süzüldükten sonra pişirilmesini ve tüketilirken yanında kalsiyum kaynağının bulunmasını (yoğurt, peynir, süt gibi) önerdi.


 Turunçgillerin dışında da bazı sebzelerin de faydası

 olduğu belirlendi.  Taze sıkılmış domates suyunun da

 limon kadar yararı olabilir.  


Bahçe domatesi ya da sera domatesi arasında  etki

 bakımından fark olmadığını tespit edildi" diye ifade

 etti.


Ülkemizde özellikle böbreklerinde taş olan pek çok


 hastanın gilaburu meyvesini tükettiğini belirten

 doktor,  gilaburu suyunun  da limon, portakal,
 greyfurt ve domates kadar faydalı olabileceğini 

belirtti.

 “Yaz aylarının vazgeçilmez içeceği limonata ve portakal suyu önerilen içecekler arasındadır. Taş oluşumunu etkileyen oksalattan zengin yağlı tohumlardan fındık, yer fıstığı, badem gibi yiyeceklerin azaltılması, kakao ve kakaolu içecekler ile kolanın az tüketilmesi önemlidir. Yaz aylarında terlemeye bağlı olarak sıvı ihtiyacının artacağı göz önüne alınarak günlük su tüketiminin en az 2-2, 5 litre (yaklaşık 8-10 bardak su) olarak ayarlanması ve alınan tuz miktarının kısıtlanması böbrek taşlarından korunmada dikkat edilmesi gereken önemli faktörlerdir.” ifadelerini kullandı.
Opr. Dr. Mustafa Gürkan Yenice

Böbrek taşları ile ilgili doktor teşhisi laboratuvar testleri belirtileri ve tedavisi hakkın da aşağıda  video sunulmuştur.

7 Eylül 2015 Pazartesi

İŞÇİ VE BAĞ-KUR EMEKLİLERİ DE TOPLU SÖZLEŞME KAPSAMINA ALINMALIDIR

BİR MİLYON DOSTUMUZ OLSUNSEVGİ VE DOSTLUĞUN ÖN PLANDA TUTULDUĞU MAKALELER, YAZACAĞIM. YAZILARIM, KAYNAK GÖSTERİLEREK YAYINLANABİLİR.. DOSTLARIMA SELAM OLSUN SİZLERLE SOHBET ETMEK İSTİYORUM. BU SAYFA. HER DÜŞÜNCEYE AÇIK.DESTEK OLUN.YORUM YAZIN. BEĞENİN. TÜM DOSTLARA TEŞEKKÜRLER.

HASAN GÜLER


İŞÇİ VE BAĞ-KUR EMEKLİLERİ DE
TOPLU SÖZLEŞME KAPSAMINA ALINMALIDIR.
Halen en düşük memur emeklisi maaşı bin 361 lira. Eylül 2015'ten itibaren uygulanacak 100 liralık artışla en düşük emekli maaşı bin 461 liraya ulaşacak.

Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Başkanı Kazım Ergün, işçi emeklilerinin aylıklarına yapılacak zammın, TÜİK’in açıkladığı TÜFE rakamlarıyla belli olduğunu belirterek, ”Ekim 2008’den önce emekli olanlar için en düşük işçi emekli aylığı sadece 36,66 lira artarak 922,55 liraya çıktı” dedi.

EMEKLİLER DEVLETTEN NE BEKLİYORLAR:


Kendisiyle görüştüğüm bir işçi emeklisi vatandaşımız, işçi emeklilerine % 4 zam verildiğini, memur emeklisine ise % 19 zam verildiğini ifade etti.
Hemen ekledi. Memur emeklisinin aldığı parayı kıskanmıyorum. Daha da çok alsınlar isterim. Fakat biz işçi emeklilerine niye böylesi maaş artışı yapılamıyor? diye hayıflanıyor.
Türkiye Emekliler Derneği yetkileri de:

Üyemiz olan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı emeklileri arasındaki farklı uygulamaların cevabını veremiyoruz, diyorlar.  Farklı zam uygulamalarından emekliler rahatsız olmaktadır.
Bu yıl içinde emekli aylıklarına iki farklı zam yapıldı.
Bu karşılaştırmayı yapan emekliler, özellikle mağdur edilenler büyük tepki göstermektedir.  Bu durum göstermektedir ki, emekli aylıkları ile ilgili ortak bir sistemin getirilmesi gerekir.
Emekli aylıklarında adil bir sistemin getirilmesi için, sosyal güvenlikte tek çatıyı esas alan yeni bir oluşuma gidilmelidir. Her şeyden önce, memur emeklileri ile  diğer emeklilerin maaşlarında büyük farklar olmamalıdır.  Bunun için emeklilik sisteminde bir değişikliğe ihtiyaç vardır.

Bu konuda:
Türkiye Emekliler Derneği Genel Başkanı Kazım Ergün:  ”Memur emeklilerimizin toplu sözleşme düzenine göre memurların aldığı zamlardan yararlanması elbette ki olumlu bir gelişmedir. Ancak yıl içerisinde Bağkur ve SSK emeklilerinin bu zammın gerisinde bırakılması da haksız bir uygulamadır. Aradaki fark mutlaka kapatılmalı, emekliler arasında ayrım yapılmamalıdır." diyerek işçi ve bağkur emeklisine bir umut verdi.


BAYRAM MÜJDESİ

Hükümet emeklilere bayram müjdesi verdi. Kurban Bayramı öncesi tüm emeklilerin maaşları hesaplarına yatırılmış olacak. Bayram öncesinde tüm SSK ve Bağ-Kur emeklilerin maaşları ödenecek. Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş yaptığı açıklamada ödemelerin 17- 23 Eylül tarihleri arasında tamamlanacağını söyledi.
Yukarıdaki müjdeli habere bir ilave daha bekliyoruz. Hükümet yetkilisi:
Müjde sevgili vatandaşlarımız. Bu seneden itibaren Memur Emeklisi ne kadar zam aldıysa, işçi ve bağkur emeklisine de aynı miktarda zam verilecektir.
Hatta bu seneden itibaren çalışmalar başlatılacak.
Emekli maaşı tek tarife olacaktır. Yani en düşük memur emekli maaşı ile en düşük işçi ve bağkur emeklisi maaşı arasında fark kaldırılacaktır.

Bu konuşmaları yapmak güzel de uygulamaya hemen geçmek gerekir.
2015 eylül 7 pazartesi
Saat: 12:00


SİZLERE BU SAYFALARDA, SEVGİ VE DOSTLUĞUN ÖN PLANDA TUTULDUĞU MAKALELER, YAZACAĞIM. YAZILARIM, KAYNAK GÖSTERİLEREK YAYINLANABİLİR.. DOSTLARIMA SELAM OLSUN SİZLERLE SOHBET ETMEK İSTİYORUM. BU SAYFA. HER DÜŞÜNCEYE AÇIK.DESTEK OLUN.YORUM YAZIN. BEĞENİN. TÜM DOSTLARA TEŞEKKÜRLER.
HASAN GÜLER

İŞÇİ VE BAĞ-KUR EMEKLİLERİ DE
TOPLU SÖZLEŞME KAPSAMINA ALINMALIDIR.

Not: Az önce PKK Terör örgütünün askerimize karşı yaptığı acı haberi duyduk. Milletimizin başı sağolsun.
ŞEHİTLER ÖLMEZ
VATAN BÖLÜNMEZ.
VATAN HAİNLERİ İSE
AFFEDİLMEZ.




http://birmilyondost.blogspot.com.tr/2015/09/emekliler-devletten-ne-bekliyorlar.html?spref=fb